Her fert az çok iyi;az çok zeki;az çok uyuşuk;az çok yoksa filana iyi filana kötü demek doğru değildir. Bu zeminde insanlar ırmaklara benzer. Su her tarafta birdir;özellikleri aktığı yere ve zaman göre değişir. Bazen parlak,bazen bulanık olur. bazen ılık, bazen soğuktur. Her insan,üzerinde insanlara özgü bütün niteliklerin tohumlarını taşır. Bazen bu tohumlardan falanı tutar,açılır,serpilir ve diğer bir kısmı olduğu yerde örtülü kalır. Bir halde ki,içimizden biri,bu genel doğa kanununa geçici bir zaman için istisna oluyormuş gibi bir hal ile görünebilir. Prens bu değişikliğe uğramış ve şimdi asıl huyunun genel hükümlerine dönmüş bulunuyordu.”
Tolstoy
Kategori Edebiyat
Kendine güvendiğin için yalancı değilsin. Yalan dolan bilmediğin için yalan karşısında yenileceksin. Yalanın gücü doğrunun güçsüzlüğünden değildir. Yalan teşkilat kurmuş, doğru yalnızdır. Yalanın geleneği var, senin doğrunun her gün yeniden yaratılması gerek. Her gün bir şafak çiçeği gibi yeniden açması gerek. Sen yenileceksin. Yenilmenin tadına varacaksın. Doğru yenilmeli. Yenilmeyen doğru yenmiş sayılmaz. Doğru yenile yenile öyle keskin bir hale gelmeli ki.. Yüz bin yıl su altında, yıkanmış, düzelmiş çakıltaşı gibi.
Yaşar Kemal
Devamını OkuSehir kalir geride…ve sen memleket otesinde.
Eller cicek pencerede…su gelir seninle.
Ses etme bilmesin cicek yine.
Ne tasir ki yolcu gittigi yere.
Bir dudaktan emanet tebessum ve bir kirik gule gule.
Yerlesir icine …icin doner yurtsuz bedeviye.
Sehir pencere ve cicek geride…su ve sen yeni EL evinde
Ev idiyse mesele…bu kadar yol niye.
Oturdugun ayni sandalye…koy caddeye dal seyrine.
Kur catini gokyuzune…tum sehirler seninle.
Kaldir da bak basini…hangi ev sigmamis maviye.
Heryer pencere …yeter mi yerden getirdigin perde
Ac gonlunu….biraz gunes girsin iceriye..
Kim takas eder aklini bir deliyle…hibe akil dolasir doner sahibine
Gokten iki elma duser…evliye evsize…ucuncusu bulut oldu.
Yagar simdi tepelerine…AŞK diye.
” Değil mi ki her şey O’ndan ”
“Mülk gibi söz de,
ne senin ne benim.
Cümle gibi aşk da
ne senin ne benim.
Söz de,
aşk da,
ne benim ne senin.
Bir yaz sabahına doğan
ve su değdiğinde kokusunu salan
kırmızı sardunya,
ağustos göklerinde
başımın üzerinden geçen bulut,
mayıs gülü,
ışıklı nisan yağmuru
ne kadar Allah’tansa,
mülk gibi söz de ve aşk da
O’ndan.
“Sen” tahtına yazıcı
kimi oturtsa da,
beşerî bir sevgili ya da
cismanî bir aşk gibi görünen,
hiçbir yol
O’ndan özgeye çıkmıyor aslında,
“gönül tahtına
O’ndan özge sultan” olmuyor.
Değil mi ki her şey O’ndan,
Gidecek yer yok O’ndan başka.
Gelinen yer yok O’ndan başka.
İnsan o ki,
O’ndan başkasını sevemez
sevginin mahiyeti icabı,
O’ndan başkasını bilemez
bilginin mahiyeti icabı.
herkes kendi anlayışına göre benim yârim oldu.
içimdeki esrârı araştırmadı.
benim sırrım feryâdımdan uzak değildir.
lâkin her gözde onu görecek nûr,
her kulakda onu işitecek kudret yoktur!”
mesnevi – 6/7.beyit
Balığa suyun rengini sordular
Hayal etti balık
Demedi su ne
Hiç
Balık konuşur mu
Vermedi ele haliyle
Su siyahtı yüzeyemeyene
Kuşa havanın kokusunu sordular
Heves etti kuş
Başladı şakıyıp söylemeye
Hiç kuş konuşur mu
Gel gör ki
Mavi kokuyor hava
Kuş dilini çözene
Balık boşuna susuyor
Desenize
SEÇİL KIPÇAK ÜÇKARDEŞ
H
Devamını Oku
Açıldı girdabın sonlu kuyuları
Sonsuz serinlik içine
Sıyrıldı mekan açlığından
Kabulsüz zamanlar nadas dibine
..
Kovasını kapan geldi
İpin oyunları biter mi
Düğüm sevene
..
Dolarken testisi kırıklar
Boşluğa çelenk astı
Akıbeti meçhul yağmurlar
Suyu sıvazlamak ne fayda
..
Ey kulbu eline yapışık
Ne sular var
Ki yanlış kuyuda susar
Dinlen az
Rahmete sual
Rızayı bozar
..
Bin çıkrık ile inen bulut
Bir yıldırımla yanar
..
Karanlıkta ver hızımızı
Işık ahlı
İlk göreni çarpar
Son gördüm deyiverme
Sondan sonra gözün neye yarar
____ SEÇİL ____
Devamını OkuTez gelirdi yurek haberi…gelirdi de…
Şu güvercin…!
Oyun etmeseydi…bir yemlik hatrimizi.
SEÇİL KIPÇAK ÜÇKARDEŞLER
Devamını OkuDön Semâzen…
Halka halka küçülen bir noktasın sen…
Nokta nokta küçülen bir yoktasın sen…
Dön Semâzen… Kalp diyârına dön. Bir ayçiçeği sûretiyle yüzünü dön Şems/e. Ve bütün vücudun vecde gelsin güneşe dönüşünle. Dön Semâzen… Ben’den uzak olMevlânâ gibi bedeni bırak… Dünyaya dair ne varsa üzerinden at… Öyle bir geç ki mâsivâdan postunu da bırakdön de Dost’una bak… Mey rengine kanarak ve ney sesine yanarak… Döne döne Dost’una yaklaş. Aş bütün engelleri. O’na yakın ve kendinden ırak aşkınla… Yan ve dön… Yan ve sön…
Ey benim canım! Gün geçti gitti ise gitsin, sen geceleyin mest olanlara misafir ol! Bir gece sabaha kadar, kendinden geçmiş olanlara misafir ol!
Ey güzeller Yusuf’u! Yakupların gözlerinin önünden ayrılma! Bu geceyi bir Kadir gecesi yap! Kalbi kırık, mahzun kişilerin evlerine ışık ol!
Biz uzak isek yakınlık göster, bize acı, rahmet ol! Biz çıplaksak bize elbise ol! Biz zayıf isek bize sıhhat ol, biz dert isek bize derman ol!
Küfür isek, bize iman ol, suç isek merhamet ol! Aç ve fakir isek, bize ihsan ol, cennet ol!
Bekçilik ederek can davulunu çal! Şeytanı kovmak için şihaplar at!
Sen bir denizsin, dünya ise balık! Balıkların yaşamasını istiyorsan, onlara ab ı hayat ol!
Karanlık gecelerde Ay’ın bize misafir olması ne hoştur...